Tekerleme, Masal Tekerlemeleri, Tekerleme Türleri Nelerdir?

TEKERLEME

Genellikle çocuklar tarafından söylenen ses ve kelime benzerliğinden yararlanılarak oluşturulan yarı anlamlı, yarı anlamsız, hoş söyleyişli sözlere tekerleme denir. Tekerlemelerde vezin,kafiye, seci ve aliterasyonlardan yararlanılır. Duygu, düşünce ve hayaller, tezada, abartmaya, güldürmeye, tuhaflığa ve şaşırtmaya dayalı olarak ustalıkla anlatılır. Az gitmiş, uz gitmiş. Dere, tepe düz gitmiş. Altı ay, bir güz gitmiş…

Tekerlemeler masal, hikaye, bilmece ve halk tiyatrosu gibi bazı türler içinde veya müstakil olarak ortaya çıkan mahsullerdir.Masalcı, meddah, karagözcü, hoşsohbet insan maksatlarını anlatmaya başlarken dinleyicilerle seyircilerin dikkatini bir noktada birleştirmek ihtiyacını duyarlar.Böyle bir ihtiyaçtan doğan tekerleme “yuvarlak bir şeyi hareket ettirip yürütmek” manasındaki maddi karşılığı ile de uygunluk gösterir.

Tekerleme söyleyicisi vezin, kafiye, aliterasyon ve seci’den faydalanarak hisleri, fikirleri, hayalleri “tezad” a, “mübalağa”ya, “güldürmeye”ye, “tuhaflık”a, “şaşırtmaya”ya dayalı bazı söz kalıpları içinde, ard arda ustalıkla sıralar ve yuvarlar.Kısa tekerlemeler bunun en tipik örneğidir.Adamın biri sohbet sırasında “tencere tava, her biri hava” deyince karşısındaki bahse konu ev hayatının uyum içinde yürümediğini anlar ve sözün nereye geldiğini kestirir.

Tekerlemeler şu şekilde sınıflandırılır;

– Masal tekerlemeleri
– Oyunlarda ebe seçme tekerlemeleri
– Tören tekerlemeleri
– Yanıltmaca tekerlemeler
– Güreşlerde yiğitler için söylenen tekerlemeler

Tekerlemelerin kaynağı aklın kanunları dışında hayalî, uydurma söz ve olaylarla gerçek maceralardır.

Sözlüklerde “ağızda yuvarlanan söz… saçma sapan söz… eş sesli kelimelerle kurulu konuşma” anlamlarına gelen tekerleme masal, hikaye, bilmece, halk tiyatrosu gibi bazı edebi türler içinde veya bağımsız olarak söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir. Çokluk çocuk folklorunda hoşça vakit geçirmek, konuşma kabiliyeti kazanmak, oyunlarda eş ve ebe seçmek için bu yola başvurulur. En çok çocuk oyunlarında, masalların baş, orta ve sonunda söylenirler. Yöreye göre değişik isimle de söylenirler. Doğu Anadolu’da döşeme, Güney Anadolu’da sayışma denir. Karagöz ve orta oyununda muhavere, çocuk oyununda ebe, çıkarmada ise sayışma diyebiliriz. Türk edebiyatında ilk tekerleme örneklerine XI. yüzyıldan itibaren rastlanır. Divanü Lügati’t Türk’te bazı tekerlemeler yer alır.

Âşık fasıllarında, saz şairlerinin yaptıkları şiir yarışmalarına de tekerleme adı verilir.. Halk dilinde tekerleme, âşıklar arasında tekellüm olarak adlandırılır. Bu tür şiirler ya söylenmesi zor sözcüklerden meydana getirilir ya da dar ayak şeklindedir. Ayak daraldıkça kafiye bulmak zorlaşır. Âşıklardan biri fasıl aralarında tekerlemeye başlar ve yeni bir ayak açar.

Örnek:

Aceb ahîr-zaman oldu gaziler
Büyük küçük birbirini beğenmez
Her mü’min münâfık cennet arzular
Tanrı nasib ettiğini beğenmez

Kediler köpekler ile savaşır
Miçik deyu çarşı çarşı dolaşır
Mekbeti’si ehl-i ırz’a ulaşır
Orospular kendi erin beğenmez

Teklif ister bülbül güle konmağa
Pervaneler düşüp şem’a yağmağa
Oğlancıklar iştahından binmeğe
Doru ister atın kır’ın beğenmez

Babası anası koyun güttüren
Dağ başında kavalını öttüren
Kazma ile başın tıraş ettiren
Âhır-kar ayak berberin beğenmez

Ot kökü balta sapının eğrisi
Yine gitmez yüreğimin ağrısı
Sofuluk satar bazı eşek uğrısı
Aşıkların aşk eserin beğenmez

Marifette kâmil olan yiğitler
Mağrur olmaz kendi nefsin öğütler
İl içinde bilip gören şâkirtler
Üstâdın daha pîrin beğenmez

Er olmaz kalbinde tutan gûmanı
İsterse dolaşsun Hind’i Yemen’i
Der Kâtibî bizi beğenmeyeni
Deli gönül beğen derim beğenmez
Kâtibî

Tekerleme Örnekleri

Al şu takatukaları, takatukacıya götür. Takatukacı takatukaları takatukalamazsa, takatukaları taka tukalatmadan geri getir.

Eller pekmezlenmiş de biz pekmezlenmemişiz.

Bir berber bir berbere bre berber gel beraber bir berber dükkanı açalım demiş.

Hakkı hakkının hakkını yemiş. Hakkı Hakkı’dan hakkını istemiş. Hakkı Hakkıya hakkını vermeyince Haklı da Hakkı’nın hakkından gelmiş.

İndin dereye silindim silindim çıktım.

Iramazan

Irgatları ıramazan irgadamadan al da gel.

Yağmur yağarsa raylar ıslanır, yağmur yağar saraylar ulanır.

Karnım aç
Karnına kapak aç
Değirmene kaç
Değirmenin kapısı kitli
Heybaşı bitli
Nacak sapına
İki kes
Bir sana
Biri de bana

Kızın adı Hediye
Ekmek vermez kediye
Kedi gider Kadıya
Kadının kapısı kitli
Hediyenin başı bitli

El el epenek
Elden düşen kepenek
Kepeneğin yarısı
Keloğlan’ın karısı

Incık, mıncık
Sen dur, sen çık
Hasan Hasan
Helvaya basan
Kapıyı kıran
Kızı kaçıran

Değirmene girdi köpek
Değirmenci vurdu kötek
Geldi yedi köpek
Hem kötek
Hem yedi köpek

Ali dayının keçileri
Kıyır kıyır kişniyor
Arpa saman istiyor
Arpa saman yok
Kilimcide çok
Kilimci kilim dokur

İçinde bülbül benim olsa
İki kardeşim olsa
Biri ay biri yıldız
Biri oğlan biri kız

Delmişler, dakmışlar
Bunu böyle yapmışlar
Delmiyelerdi, dakmıyalardı
Bunu böyle yapmıyalardı

Bir ikidir bir iki
Beş altındır, beş, altı
İnanmazsan say da bak
On altı, on altı

Selamun aleykum
Aleykum selam
Nereye gidiyorsun?
Daha gidiyorum
Neye gidiyorsun

Ebe ebe nerede
Su doldurur derede
Dere boyu çalılık
Şu ebe de ne alık
Ebe suya dalamaz
Arasada bulamaz
Ene nene bulamaz
Ben sana küstüm

Mini mini birler
Çalışkan ikiler
Tembel üçler
Dayak yiyen dörtler
Beşler makine gibi işler
Altılar altını çaldılar
Yediler yemeğimi yediler
Sekizler seksek olup gittiler
Dokuzlar doktor olup gittiler
Onlar kırmızı donlar

Add a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir