Tüccar Çoban
Denize kıyısı bulunan küçük bir kasabada yaşayan bir çoban vardı. Çoban, sürüsünü deniz kıyısındaki meralarda otlatır, sürüsü yem yeşil otların tadını çıkarırken, o da denizin maviliğine ve güzelliğine bakarak hayallere dalardı.
Bir gün, sürüsünü yine deniz kenarındaki merada otlatırken, denizde süzülen yelkenleri seyre daldı. Kendini, bu yelkenlerin birinin sahibi büyük bir tüccar olarak hayal etti. “Eğer benim de böyle bir yelkenim olsaydı, tüccar olup yabancı ülkelere mal satar ve mutlu bir hayat sürerdim.” diye düşündü.
Tüccar olma hevesine kendini o kadar kaptırmıştı ki bir gün tüm sürüsünü sattı. Elde ettiği parayla küçük bir gemi ve kalanı ile de satabileceği pek çok mal satın aldı. Heyecandan yerinde duramıyor, bir an önce denize açılmak istiyordu. Düşündüğünü sonunda gerçekleştirdi. Satın aldığı tüm malları, küçük gemisine yükleyerek denize açıldı.
Ancak her şey istediği gibi gitmedi. Seyahatinin daha ikinci gününde çıkan fırtına nedeniyle gemisi bir o yana bir bu yana sallanıyordu. Gemisini kurtarmak isteyen çoban, gemideki tüm malları denize atmak zorunda kaldı. En azından gemisini kurtarmak istiyordu. Ne yazık ki bu yeterli olmadı. Fırtına, şiddetini artırdı ve çobanın gemisini kayalıklara doğru sürükledi. Kayalıklara çarpan gemi su aldı ve kısa sürede denizin mavi derinliklerinde kayboldu.
Çoban, batan gemisinden canını son anda kurtarmayı başararak, yüzerek kıyıya ulaştı. Artık elinde ne bir gemisi ne de hayalini kurduğu ticaretini gerçekleştirebileceği malları kalmıştı.
Eski günlerin özlemini duydu içinde. Sürüsünü ve sürüsünden kazandığı para ona çok daha cazip gelmişti. Keşke bu serüvene çıkmamış olsaydı. Keşke hala sürüsünü otlatan mutlu bir çoban olarak kalabilseydi.
Her zaman yaptığı gibi, deniz kenarına oturdu ve denizin maviliğine bakarak hayaller kurmaya başladı. Bir yelkeni olsaydı bu yelken ile uzak ülkelere doğru bir yolculuk yapacak ve gittiği ülkelerde mutlu olacaktı. Denizin dalgaları, çobanın ayaklarına doğru kıvrılarak vuruyor, sanki onu çağırıyordu. Bunun farkına varan çoban “Artık seninle bir işim kalmadı.” dedi içinden. “Seninle ikinci defa bir iş yapmaya çalışacağımı sanıyorsan aldanıyorsun.” diye haykırdı denize.
“Kendine kandırabilecek yeni kurbanlar arasan iyi olur.” dedi. Yerinden kalkarak, denize sırtını döndü ve yeni bir sürü edinmek için tekrar çalışmaya karar verdi. Bir daha bilmediği, anlamadığı işlere girişmemek için kendine söz verdi.
İnsanlar, kendi özelliklerini tanımalı ve bildiği işleri yaparak başarılı olmaya çalışmalıdır. Tüccar Olan Çoban Masalı, bunu bizlere öğütleyen, ders almamız gereken bir masal.