Aslan ile Tavşan
Aslan ile Tavşan Masalı
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarların birinde suyu ve otu bol bir ormanlıkta çok zalim bir aslan yaşarmış. Ormanda yaşayan diğer hayvanlar aslandan çok korkarlarmış. O kadar çok korkarlarmış ki ormanın otundan ve suyundan yeteri kadar yararlanamıyorlarmış.
Bir gün kendi aralarında toplanmaya karar vermişler. Toplantıda değişik fikirler ortaya atılmış, uzun süren tartışmaların ardından hep birlikte aslanın huzuruna çıkarak ona şöyle demişler:
Efendimiz! Sen bu ormanın kralısın, bizim hükümdarımızsın. Biz sizin her gün bir hayvanın peşinden karnınızı doyurmanız için koşup durmanıza üzülüyoruz. Size bir teklifimiz var. Bu sulak alanlardan yararlanmak ve bunun karşılığı olarak da her yemek vaktinde içimizden birini sana kurban etmek istiyoruz.
Aslan emri altındaki hayvanların bu teklifini memnuniyetle kabul etmiş. Her gün sırayla bir hayvan aslanın huzuruna getirilip kurban ediliyormuş.
Günlerden bir gün sıra tavşana gelmiş. Tavşan, diğer hayvanlara:
Bizi aslandan kurtaracak, aynı zamanda hiç birimize zararı dokunmayacak bir yöntem buldum, demiş ve aslanın huzuruna çıkmış.
Hayvanlar merakla beklemeye başlamışlar. Tavşan, aslanın huzuruna, yemek vakti epey geçtikten sonra çıkmış. Acıkan aslan çok kızmış ve tavşana sormuş:
Nereden geliyorsun? Bu zamana kadar neredeydin?
Tavşan cevap vermiş:
Efendimiz ben bu küçük ve zayıf halimle tek başıma size layık değilim diye yanıma bir tavşan daha verilmişti. Lakin yolda gelirken önümüze bir aslan çıktı yanımdaki tavşanı yakaladı. Ben aslana:
Bu ormanın bir hükümdarı var, bizler ise onun askerleriyiz dedim.
Ama yolumuzu kesen aslan:
Bu ormanın hükümdarı benim. İstediğimi yaparım, istediğim hayvanı yerim, istediğim gibi davranırım, dedi.
Bundan dolayı geciktim özür dilerim.
Bu sözleri duyduğuna inanamayan aslan sinirlenip kükremiş:
Bu kendini bilmez densizde kimmiş? Hadi bana göster onu.
Tavşan:
Baş üstüne efendim, demiş ve beraberce yola koyulmuşlar. Tavşan, aslanı derin ve berrak bir kuyunun başına getirmiş.
İşte o densiz burada efendim, demiş.
Kuyunun içine bakan aslan, suyun içinde kendi gölgesiyle tavşanın gölgesini görünce hiddetle kuyuya atlamış. Kuyunun içinde boğulmuş. Ne kadar çırpındıysa da kurtulamamış. Böylece, böylece ormandaki hayvanlarda aslandan kurtulmuş.